ASTİGMAT
Prof. Dr. Tolun, astigmatı şöyle değerlendirdi: “Astigmat, noktasızlık demek. Bir noktayı nokta şeklinde görememek, dağınık, saçılmış bir şekilde görmek. Zannederim böyle bir tarif yaparsam nelere yolaçtığı, kişileri nasıl etkilediği anlaşılır. Hem uzakta hem yakında baktığı cisimleri kişi net göremez. Bu da yine başağrısı, gözağrısı, hipermetropiyi benzer şikayetler, göz kırpmalar sıklıkla olur. Astigmatizma hem uzağı hem yakını etkiler. Halk arasında bilinen bir şey vardır. Uzağı görmeyen miyop, yakını görmeyen hipermetrop... Kural olarak belki öğretme açısından öyle fakat hipermetropi yüksek olduğu zaman veya astigmatizma olduğu zaman kişi uzağı da yakını da güzel göremez. Onun için öyle bir genelleme yapmayı biz pek sevmiyoruz.”
Astigmatın sıfırlama ihtimalı ile ilgili olarak ise Prof. Dr. Tolun, şunları söyledi: “Bir örnekle açıklamaya çalışayım. Benim çocuğumun ayağı çok büyük. Ben bunu nasıl küçültebilirim gibi bir soru oluyor. Numaraya müdahale etmemiz mümkün değil. Organ kendi şeklini bulacak. Bizim yaptığımız net göstermek. Biz, çocuğumuza küçük ayakkabı giydirerek onun ayağının büyümesini engelleyemeyiz. O zaman nasır olur, yara olur, ağrı olur. Ama ayak yine büyür. Bu onun gibi. Bilincinde olmamız gereken bir şey, gözlük bir hastalık değildir. Bir kusurdur. Bunu böyle kabullenip, onun da tedavisi gözlük kullanmak veya lens, her neyse o numarayı kullanarak görmemizin rahat ve tam olmasını sağlamaktır. Kişide ya da çocukta çok yüksek numaralar olabilir. O numarayı gözünün önüne koyduğunuz zaman tam görür, kusursuz görür. Ama çok düşük numara vardır, göz tembelliği vardır. Gözde bir sorun vardır. O çocuğa hiçbir zaman iyi gördüremezsiniz. Bence numara yüksek ama tam gören göz daha makbul bir göz. Çünkü tam işlemini yapabiliyor.”