Şeytan / Bölüm 1

Konu: Şeytan / Bölüm 1 Cuma Tem. 02, 2010 9:03 pm

1. Bölüm

Genç kız kıstığı gözlerini biçimli yarı çıplak bacaklarının arasında oturan çocuğa dikti.Diz kapaklarından yukarıya sıyrılmış elbisesinin askısını yukarıya çekti.Yaslandığı ağacın gövdesine dokundu.Sonra derin bir nefes alarak kafasını geriye attı ve içten bir kahkaha koyverdi.Sigarasını toprağa bastırarak söndürdü.Siyah uzun saçlarını eliyle düzeltti.Kahverengi gözlerini açtı.Çocuğun gözlerine baktı.Kafasını hafifçe yana eğerek boynunu öpmesini sağladı.

Onu tahrik etmeyi seviyordu.

Çocuğun boğuk iniltisini duyduğu anda oturduğu yerden kalkarak arkadaşlarının arasına doğru yürümeye başladı.Suratında sinsi bir ifade vardı.

“Melissa” diye bağırdı gülerek bir kız.Melissa'da gülerek onların yanına oturdu.Kız elindeki bira şişesini sallarken hala gülüyordu “dur tahmin edeyim...Melih'i çıldırttın,ve kaçtın”

“aynen öyle” dedi Melissa fısıldayarak.

“her seferinde bunu yaparak çocuğu delirtiyor” diyerek suratını buruşturdu başka bir çocuk.

“sanane Mehmet” diye çıkıştı Melissa “sevgilim değil mi? İstediğimi yaparım”

“sen öyle sanıyorsun” diyerek Melissa'yı iki koluyla sıkıştırdı Melih.Gözlerini kıstı “beni etkilediğini mi düşünüyorsun?”

“bence bana deli oluyorsun” diyerek Melih'in yüzünü avuçlarının arasına aldı Melissa küstahça.

“bu kızın cinsellik anlayışını biri bana anlatsın” diye bağırdı Melih alayla. “çocuklar gibi...nasıl desem” kafasını kaşıdı.

Melissa kıstığı gözleriyle Melih'i izliyordu.

Melih yavaşça olduğu yere yayıldı. “sürekli birşeyler yapıyor,ama iş ciddiye bindiğinde kaçıyor” Melissa'nın saçlarını parmağına doladı “küçük bağımlım...seni anlayamıyorum” Sonra büyük bir ciddiyetle gözlerini kısarak Melissa'ya baktı “tehlikeli oyunlar oynuyorsun...tam bir ergen gibi davranıyorsun”

“kısacası sana deli olduğu halde onunla yatmadığın için kendi kendini yiyor” diye bağırdı Sinem sigarasının dumanını üfleyerek.Sonra Melissa'nın gözlerine anlamlı bir bakış attı.

Melih homurdandı.Sinem bu kadar açık sözlü olmak zorunda değildi.

Tek kaşını kaldırarak Melih'e sarıldı Melissa. “ben zaten dengesiz ve mantıksız bir ergenim ve işime geldiği gibi davranıyorum” diye fısıldadı “üzgünüm aşkım...hazır hissetmiyorum”

Öfkeyle itti onu Melih. “işte sorun tamda burada” diye çıkıştı “hazır gibi görünüyorsun...ama hazır olmadığını söylüyorsun.Bu mantıklı bir şey değil”

Alayla bir birayı yudumladı Melissa.Melih'i takmıyordu.Henüz 3 aydır birlikte olduğu bi çocukla birlikte olmayı kesinlikle düşünmüyordu. “bana s*ks konusunda baskı yapmıyordun sen” dedi.Sonra ciddileşti “ayrılabiliriz istersen” alayla gülümsedi “biliyorsun,sana kız çok”

“hadi ama” diye çıkıştı Sinem. “tek derdimiz sizin cinsel hayatınız değil”

“bencede” dedi Melissa “olmayan cinsel hayatımız,sorunda olamaz” Melih'e baktı “teklifimi düşün” dedi alayla “ayrılabiliriz”

“kes sesini” diye tısladı Melih.Sonra onun elindeki birayı alarak kafasına dikti. “nasıl olsa ikimizde ayrı tellerden çalıyoruz”

İç çekti Melissa.

“hangi okula gideceksin” diye sordu Sinem Melissa'ya bakarak. “biliyorsun liseyi bitirmen gerek”

“evet evet biliyorum” dedi Melissa “halam bir liseye yazdırmıştı sanırım,adını unuttum”

“ne kadar süre halanda kalacaksın” diye sordu Mehmet merakla.

“yazın başından beri buradayım zaten” dedi Melissa.Sonra alayla devam etti “babam beni yanına alana kadarda buradayım”

“güzel” diyerek iç çekti Melih “demekki hep benimlesin bebeğim”

“sen öyle sanıyorsun” diyerek göz kırptı Melissa. “senden sıkılmaya başladığımı itiraf etmeliyim”

“bu kız beni öldürüyor” diyerek diğer arkadaşlarına baktı Melih. “delirtiyor,sapıttırıyor ve...ve çıldırtıyor” diyerek birasını yudumladı yine.

Gerçekten Melissa hareketleriyle delirtiyordu.Sürekli onu baştan çıkarıyor,sonrasında hiçbir şey olmamış gibi yapıyordu.Daha 18 yaşında olmasına rağmen,feci bir uyuşturucu bağımlısıydı.Üstelik kendisinden 2,diğer arkadaşlarından 3-4 yaş küçüktü.Kısacası,aralarındaki en küçük kız olmasına rağmen,inanılmaz derecede zeki ve özgüvenli davranıyordu.Gerektiğinde bir hanımefendi gibi rol yapıyor,gerektiğinde ise yoldan çıkmış bir genç kız gibi davranıyordu.Özellikle sarhoş ve uyuşturucunun etkisinde olduğu saatlerde,inanılmaz davranışlar sergilediği halde,kendisini kimseye teslim etmemesi Melih'i ona çekiyordu.

“ben gidiyorum” diyen Melissa'nın sesini duyduğunda kendiside ayaklandı.

“seni bırakayım” dedi.

“gerek yok” diyerek karşı çıktı Melissa.Çantasından bir kutu naneli sakız çıkartarak,avuç içini doldurdu.Sonra hepsini birden ağzına attı.Suratını buruşturdu.

“bunu nasıl beceriyor” diyerek tiksintiyle baktı Sinem.

“açık vermek istemiyorum” diyerek göz kırptı Melissa.Ama her an kusabilirdi.Herkese el sallayarak yola doğru yürüdü.Melih'e,diğerlerinden bir farkı yokmuş gibi davranıyordu.O çocuk umurunda bile değildi...

Eve geldiğinde,1 saat önceki o şeytan kızdan eser yoktu.Huzurlu ve mutluydu.Arkadaşlarının yanında olduğu gibi rol yapmak zorunda hissetmiyordu.Masum gülümsemesiyle halasına sarıldı.Kadın tezgahta Melissa'ya dönmeden gülümsedi. “hoşgeldin kızım”

“hoşbuldum” diyerek yanağına sulu bir öpücük bıraktı Melissa.Sonra üstünü değiştirmek için odasına yürüdü.Çantasından aldığı hapları çekmecesine sıkıştırdı.Titrediğini hissetti.Bu hapı ilk olarak arkadaşının doğum günü partisinde,ne olduğunu bilmeden içmişti.Yerinden kalkarak soyundu.Çıkarttığı elbisesini direk kirli sepetine fırlattı.Rahat bir eşofmanla beyaz bir body giydi ve tekrar halasının yanına döndü...

Kıstığı mavi gözleriyle karşısındaki çocuğa baktı. “yine ne haltlar karıştırdın Kaan”

Kaan,elindeki basketbol topunu çevirerek tereddütle en yakın arkadaşına baktı.Sonra topu potaya gönderdi,ama ıskaladı.

“Büşra'yla ayrıldık” dedi.Sonra iç çekti “sanırım ilk defa terk edildim”

“anladım” diyerek alayla gülümsedi çocuk “sana terk edilmek koymuş”

“hayır Tuna” dedi Kaan ciddiyetle. “bana koyan terk edilmek değildi.Bana koyan,o kızdan hoşlanıyor olmamdı”

“bir kızdan hoşlanman gayet doğal bir durum” diyerek dalga geçti Tuna.Az önce Kaan'ın atamadığı topu alarak potaya fırlattı.Top direk yolunu buldu.Şortunun cebinden telefonunu çıkartarak saate baktı,tekrar cebine koydu.Havluyla çıplak göğsünden akan terleri sildi.

“basit bir şey değildi” diye karşı çıktı Kaan.Bu sefer top ondaydı.

Mavi gözlerini bu sefer gerçek bir ciddiyetle Kaan'a dikti Tuna.Kaslı kolları,biçimli vücuduyla nefes kesiciydi. “aşık olmayı aklından bile geçirme” diye tısladı.

Burukça gülümsedi Kaan “elimde olan birşeymiş gibi konuşuyorsun” diyerek topu bu sefer potaya soktu.

“elinde olmasını sağla o zaman” diyerek bahçeden mutfağa geçti Tuna.Kaan'da onun peşinden girdi.Masanın üzerinde hazır bekleyen kahvaltılıklardan bir dilim salata ağzına atarak odasına yöneldi.“aşk diye bir şey yok” diye bağırdı. “biliyorsun değil mi Kaan?” diye ekledi alayla.

Cevap vermedi Kaan.Onun yerine Tuna'nın yatağının baş ucunda duran çerçeveyi eline aldı.

Çerçevenin içindeki resimde,3 küçük çocuk vardı.Birisi Kaan,diğeri Tuna,diğeri ise küçük bir kız çocuğuydu.O kız çocuğunun şimdi nerede olduğunu allah bilirdi.Siyah saçları,beyaz teni ve kahverengi gözleriyle sıradan ama büyüleyici bir görüntüsü vardı.

“sence şimdi ne yapıyordur?” diye sordu üzerine bir t-shirt geçiren Tuna'ya bakmadan.Daha çok kendisiyle konuşuyor gibiydi.

Tuna,derin bir nefes alarak Kaan'ın yanına geldi.Gözlerini kısarak resme baktı. “bilmiyorum” diye fısıldadı acıyla.

Burukça gülümsedi Kaan “umarım yaşıyordur”

“tabiki yaşıyordur” dedi Tuna sert bir sesle.O kızın öldüğünü düşünmek dehşet birşeydi.

“umarım” diye fısıldadı Kaan ve çerçeveyi bırakarak mutfağa yöneldi.Giderken evin içinde “pazartesi ezik okulumuz bizi bekliyor biliyorsun değil mi?” diye bağırıyordu.

Cevap vermedi Tuna.Zaten Kaan'da cevap beklemiyordu.Çerçeveyi tekrar eline aldı.Resimdeki küçük kızın uçuşan saçlarının üzerinde biçimli parmaklarını gezdirirken gözlerini kapattı.Sonra açarak kızın gözlerine baktı.

“neredesin Melissa? Neredesin?...”